İslamın Beş şartı

1.Kelime-i şehadet getirmek
2.Namaz kılmak
3.Oruç tutmak
4.Kurban kesmek
5.Hacca gitmek

İmanın beş şartı

1.Allaha inanmak
2.Tüm peygamberlere inanmak
3.Kitaba inanmak
4.Meleklere inanmak
5.Kaza ve kadere inanmak
6.Ahiret gününe inanmak

İslamda Mezhepler

Sünnilik
Hanefi
Hanbeli
Maliki
Şafii

Şiilik
Zeydiler
İsmaililer
İsnaşerriyeciler


İslamın kitabı Kuran-ı Kerimdir.Ve 1400 yıldır hiç değiştirilmemiştir.Çeşidi yoktur sadece Bir Kuran-ı kerim vardır.

İslamda  Hz.Muhammed'in söylediğine inanılan sözler ve fiiller (hadis sünnet), Kur'anın yanında ikinci derecede kaynak kabul edilir ve İslam hukukunun iki temel kaynağından biri sayılır. Sünnilerin hadisleri Hz.Muhammed'in ölümünden yaklaşık 2-3, şiilerin hadisleri 4-5 asır sonra yazılan ve bir isnad zinciri ile Hz.Muhammed'e atfedilen sözlerin derlenmesi ile oluşur.

Kur'an İslam peygamberi Hz.Muhammed'e Allah tarafından Cebrail aracılığıyla gönderildiğine inanılan kutsal kitaptır.[30][31] Kelamullah,KitabullahFurkanMushafKitabNur ve Umm-ul Kitab isimleriyle de bilinir.[31]

Kur'an ayetleri sure adı verilen bölümleri oluşturur. Kur'an'da 114 sure bulunmaktadır.[30] Kronolojik olarak Kur'an'ın ilk yazılan ayetin Alak suresinin birinci ayeti olduğuna inanılır: "Oku O yaratan Rabbinin adıyla!"[32]

Kur'an Hz.Muhammed’in sağlığında 610 - 632 yılları arasında vahiy kâtipleri tarafından parça parça yazılmış, ancak mushaf hâline getirilmemiştir. Dili erken dönem Arapçasıdır.

Fıkıhta farz ve haram denilen hükümler Kur’ana dayandırılır. Müslümanlar Kur'an'ın orijinal olduğuna değiştirilemeyeceğine inanırlar;"Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız"[33]


Kur'anda Kur'an'ın Allah tarafından indirildiği konusu sıklıkla vurgulanır. İnanca göre Kur'an Kadir Gecesinde indirilmeye başlanmıştır. Kadir suresinde Kadir Gecesi'nden şöyle bahsedilir: "Hakikat, biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesini sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle, herbir iş için iner de iner. O tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır."Kur'an’ın Allah’tan geldiğine inanıldığı için şeriatismi verilen İslam hukukunda Kur’an temel kaynaktır ve Kur'an'da geçen emir ve yasaklar temelinde kararlar alınır.[30] Bazı İslam hukuku ekolleri, Kur'an'da geçmemekle birlikte Kur'an'da geçen bir başka emir veya yasakla aynı illete (sebebe) dayanan konularda da Kur'an'daki emir veya yasağa kıyas yoluyla karar verirler.

Kur’anın hacimsel olarak üçte ikisi dini hikâyelerden oluşur. Ayrıca dini emirler, yasaklar, sosyal düzenlemeler, nasihatler, teşvik ve korkutmalar içerik olarak önemli yer tutar. İslam inançları ve islam mitolojisinin ana kaynağı da Kur'andır.

 İslamiyet 7. yüzyılda peygamberi Hz.Muhammed aracılığıyla Arap Yarımadası'nda yayılmaya başlanmıştır. Hz.Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti'nin başına Dört Halife geçmiştir, bunlar sırasıyla: Hz.Ebu BekirHz.ÖmerHz.Osman veHz. Ali'dir. Hz.Ali'nin ölümünden sonra kısa süreliğine Müslümanların biatıyla Hz.Hasan halife olmuş fakat daha sonra elindeki gücü kullanarakMuaviye hilafeti almış, iktidara gelmiştir[39]. Peygamberin ölümünden sonra iktidara gelen ilk dört halifeye Sünnî yazında sıklıkla Hülefa-i Raşidin yani Doğruluk üzere bulunan Halifeler denmiş ve bazen bunlara Hz.Hasan da eklenmiştir. Bununla birlikte Hz.Ebu BekirHz.Ömer ve Hz.Osman'ın halifelikleri genel olarak Şii ve Aleviler tarafından tanınmaz. Haricîlerin bugün hâlâ devam eden bir kolu olan İbadiyye ise sadece ilk iki halifeyi, yaniHz. Ebu Bekir ve Hz.Ömer'i, kabul eder ve Doğruluk üzere halifeolarak görür.


Hz.Ebu Bekir döneminde öncelikle Hz.peygamberin ölümü sonrası Arap yarımadasında başlayan kargaşalar giderilmiş, zaman içinde Sasani İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu'na doğru ilerlenmiştir. Hz.Ömer'in hilafeti sırasında İslam devleti sınırları büyük ölçüde genişlemiş[40]Mezopotamya fethedilip ele geçirilmiş, MısırİranFilistinSuriyeKuzey Afrika veErmenistan'ın çeşitli bölümleri ele geçirilmiştir[11]. Daha sonra üçüncü halife olarak seçilen Hz.Osman'ın[41] hilafeti sırasında İran'ın tamamı, Kuzey Afrika'nın tamamına yakını, Kafkaslar veKıbrıs ele geçirilmiş, İslam Devleti topraklarına katılmıştır. Bununla birlikte kendi zamanında bazı yakınlarının önemli görevlere atanması ve diğer bazı iç sorunlar sebebiyle Hz.Osman öldürülmüştür[41]Hz.Osman'ın öldürülüşü ve ortaya çıkan iç savaş ortamı sebebiyle Hz.Ali'nin döneminde hilafet iç meselelere yönelmiş, çıkan iç savaşla uğraşmıştır[41][42]. İç savaş ve iç gerilimler sonucunda Hz.Ali de öldürülmüş[42], kendisinden sonra halife olan oğlu Hz.Hasan ise hilafeti Muaviye'ye teslim etmek zorunda kalmıştır[39]. Muaviye İslam Devletinin başkentini Şam'a taşımış, imparatorluk benzeri bir yapının temellerini atmış, kendisinden sonra oğlu Yezid'i bu makama atayarak İslam siyasî tarihinde saltanatı başlatmıştır[39]. Bu harekâta karşı ayaklanan Hz.Muhammed peygamberin torunu, dördüncü halife Hz.Ali bin Ebu Talib'in oğlu Hz.Hüseyin ise, Yezid tarafından gönderilen askerlerce, Kerbela'da taraftarlarıyla birlikte öldürülmüştür[43][44]. Nitekim bu noktadan sonra daha katı bir Şiî ayrılması söz konusu olmuştur. Muaviye ile birlikte başlayan yeni döneme Emeviler Dönemi denmiştir. Emeviler Dönemi'nde büyük bölgeler zaptedilmiş, İslam Devleti İber yarımadasına kadar ilerlemiştir[45]. Her ne kadar siyasî yayılma yükselişe geçmiş olsa da aynı şey dinî yayılma için söylenemez; nitekim bu dönemde dinî yayılmanın devletin gayrimüslimlerden aldığı vergi göz önünde bulundurularak pek teşvik edilmediği de öne sürülmüştür[45]. Emeviler'den sonra miladî 750 yılı civarı kurulan Abbasi hükümdarlığı, Emevi hanedanlığının kontrolünü, Endülüs (İber yarımadasındaki kısım) haricindeki tüm topraklarda ele geçirmiştir[45][46]. Abbasilerin iktidara gelişiyle Abbasiler Dönemi başlamış ve Abbasilerin hilafeti 750 yılından 1258 yılına kadar sürmüştür[47]. Abbasiler zamanında hilafet başkenti tekrar değişmiş, Şam'dan Bağdat'a alınmıştır